Sera Uzel, Sivas’ta doğdu. Ressam olan babası, onu küçük yaşlarda resim sanatı ile buluşturdu. İlk resmi “Tren İstasyonu” çalışmasını 4 yaşında yaptı. Eğitim yılları süresince resim sanatına daha fazla yakın oldu. 1984 yılında katıldığı Vakko Resim Yarışması’nda başarı kazandı. Ankara’da ilk duvar resmini 1987 yılında gerçekleştirdi. 1999′da Ankara The British Council Art Gallery’de üç ayrı resim çalışmasını izleyici ve basının katılımıyla doğaçlama olarak gerçekleştirdi. Çırağan Palace Sanat Galerisi – İstanbul, Schneidertempel Sanat Merkezi – İstanbul, Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı- Kars, Bilkent Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi – Ankara, Platform A – Ankara’da kişisel sergiler açtı ve sanatsal çalışmalara katıldı.
“Sera Uzel’in bakışı zorlayıcı, varoluşa ve kökene ilişkin çağrışımlar uyandıran, kutsala göndermelerle bezenmişe benzeyen ve yer yer ikonografik suretleri anımsatan yüzlerden oluşan resimleri, gündelik varoluşun perdelediği, uzağında kaldığımız metafizik bir varoluşun -dilin sınırları içine çekilemediği için resmedilen- hikâyesini gözler önüne seriyor. Çoğunlukla tek başına ya da çiftler halinde uykuya dalmışçasına duran gözleri kapanmış suretlerin yüzeyinde, görülen huzur dolu bir rüyanın ya da hayalin aydınlık ve dingin ifadesi dolanıyor.”
Emrah Akdeniz (Ankara Üniversitesi, DTCF Felsefe Bölümü)
(...) görme sorumsuzdur. Gözümü en uzak ufka ve sonra yüzümün önünde tuttuğum parmaklarıma dikebilir ve bütün bunları saniyeden daha kısa bir süre içinde, hem de hiçbir çaba göstermeksizin yapabilirim.
(...) görme alanımı çevreleyen bir çerçeve varsa, alanla ilişkim değişir.
(...) çerçevenin içinde olan şey dünyanın kalanından ve benden kopmuştur.
Gabriel Josipovici