Armoni Sanat Galerisi ve Platform A Sanat Galerisi olarak bu yıl 2. düzenlenecek ARTANKARA Çağdaş Sanat Fuarı'na 5 sanatçı ile katılıyoruz. 9 Mart - 13 Mart tarihleri arasında ATO Congresium Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşecek fuara tüm sanatseverleri bekliyoruz.
SANATÇILAR
- Yalçın Gökçebağ
- Aslı Kutluay
- Malik Bulut
- Mustafa Albayrak
- Raşit Altun
1944 Denizli’de doğdu.
1958 İstanbul’da Çapa Resim Semineri’ne katıldı.
1963 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nden mezun oldu.
1971 TRT’de kameraman olarak çalışmaya başladı.
1990 ODTÜ Güzel Sanatlar Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 17’si yurtdışında olmak üzere toplam 70’a yakın kişisel sergi açtı, çok sayıda karma sergiye katıldı. 6 yarışmalı sergide ödül kazanan sanatçının ödülleri arasında DYO Resim ve Heykel Ödülü, Devlet Resim ve Heykel Başarı ödülleri sayılabilir.
Ankara’da Armoni Sanat Galerisi’ndeki atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
1967 Akşehir Müzesi, Akşehir
1975 Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, Ankara
1981 Vakko Sanat Galerisi, Ankara
1983 Tiglat Sanat Galerisi, İstanbul
1987 Vakko Sanat Galerisi, Ankara
1990 Abu Dabi Sergisi, Abu Dabi
1990 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
1991 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
1993 Özten Zeki Gallery, Londra
1993 Kazım Taşkent Sanat Galerisi, İstanbul
1994 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
1994 La Galerie “naifs du monde entier”, Paris
1996 Eindhoven Türkiye Festivali, Eindhoven
1996 Armoni Sanat Galerisi (Pasteller), Ankara
1996 Üsküp Kent Müzesi, Üsküp
1997 Armoni Sanat Galerisi, İstanbul
1997 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
1998 Armoni Sanat Galerisi (Pasteller), Ankara
1999 The Gallery in Cork, Londra
2000 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2002 İş Bankası Sanat Galerisi, İstanbul
2002 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2005 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2007 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2007 ABD Şehir Sergileri, 5 Şehir
2008 Antik Park Sanat Galerisi, İstanbul
2009 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2009 Amman Fine Art Museum, Amman
2009 Şam Opera Binası, Şam
2010 Selçuk Yaşar Sanat Galerisi, İzmir
2010 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2011 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2012 Brüksel AB Daimi Temsilciliği, Brüksel
2013 Armoni Sanat Galerisi (Pasteller), Ankara
2013 Selçuk Yaşar Sanat Galerisi, İzmir
2014 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2015 Platform A, Ankara
2015 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2016 Çorum Belediyesi Sanat Galerisi, Ankara
2016 Denizli Büyükşehir Belediyesi, Denizli
2016 Taipei Tamkang University, Tayvan
2017 Art212 Sanat Galerisi, İstanbul
2017 Museo L’iber-Palacio de Malferit, Valencia
2017 Haydar Aliyev Kültür Merkezi, Bakü
2017 DYO Selçuk Yaşar Resim Müzesi, İzmir
2018 The Peninsula Art Gallery, Pekin
2018 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
2019 Art212 Sanat Galerisi, İstanbul
2020 İş Sanat Ankara Sanat Galerisi, Ankara
2021 Armoni Sanat Galerisi, Ankara
Anadolu Düşlerinin Ressamı Yalçın Gökçebağ Üzerine…
Anadolu görüntülerini konu olarak alan Yalçın Gökçebağ’ın kişiliği resimlerine yansımıştır. Bu resimlerde sahteliğe, çirkinliğe yer yoktur. Bir saf yüreğin, hiç bir özentiye kapılmaksızın düş ve imgelem dünyasını tuvalde yaşantıya dönüştürmesinde zaten hiç bir zaman sahtelik, çirkinlik oluşamaz... Duyguların ve bir insan karakterinin renk ve biçiminin araç olduğu bir özgünlüğe varışı olarak nitelenebilir bu durum. Yalçın Gökçebağ eğer resim yapmasa, bir başka “Medium” kullansa örneğin şiir yazsaydı, ondaki imgelem ve düş dünyasını kelimelerle özümleyecek ve o naiviteyi gene yüreğimizde hissedecektik.
Günümüzde, yani tüm boyutyarıyla yaşadığımız iletişim ve bilgisayar çağında sanat eğitimi görmüş bir entellektüelin nasıl olupta naif olabildiği bir soru olarak akla gelebilir. Yalçın’ın resimlerindeki düzenleme incelendiğinde bir beceriksizlik sonucu oluşan biçimlere kesinlikle rastlanmaz. Her figür, her nesne yada doğa da yer alan öğelerin -kimi örneklerini gördüğümüz sahte naiflerde olduğu gibi- isteyerek yapılan biçim bozmalara, çocukca algılamalara, yada çocuk resimlerinde saptanan grafiksel gelişim basamaklarının 5-10 yaşlarında görülen düzleme, tamamlama boy hiyerarşisi gibi özelliklere Yalçın Gökçebağ’da rastlanmaz. Ondaki naivite daha çok saf yüreğindeki sıcaklığın resmini izleyen insanı sarmasından, kavramasından oluşur. Yalçın’ın resmini daha iyi anlayabilmek için onunla 2-3 saat birlikte olmak gerekir diye düşünüyorum. Hele onu bağlama çalıp türkü söylerken izlemişseniz resmini yaşamaya başlarsınız. Türküleri yüreğinden taşar, gözleri yumuktur, Yalçın türkü olmuştur, ırmak olmuş akıyordur. Esen bir Anadolu rüzgarıdır. Bozkırda kımıldayan bir ağacın sesi gelir kulaklarınıza... Sözlerini bilmezseniz de sizde o türküyü mırıldanmaya, yani Yalçın’ı yaşamaya başlarsınız. Eğer resimlerini daha önceden bir kez bile görmüşseniz gözünüzde canlanır, bir türküden bir resme girersiniz. Resimler çerçeve içinde duran bir anın donmuş kalmışlığı değildir. Dışardan bakıp kalmanız olası değildir.
Tarla dönüşü köye giden arabacının yanında oturuyorsunuzdur, günün yorgunluğunu içinize sindirmiş, iş yapmış üretmiş bir insanın iç huzuruyla, mutluluğuyla berabersinizdir artık... Akşam serinliğini terli alnınızda hissetmemek mümkün değildir. Yol kenarlarındaki kır çiçeklerinin, yabani kekiklerin, yarpuzların kokusu aldığınız nefese karışır... İşte böylesine gerçek bir naiviteyi bize taşıyan Yalçın Gökçebağ’ın son resimlerinde mistik, fantastik bir yönelişi görmekteyiz. Balonlar, uçaklar, zeplinler geniş-büyük mekanlar, anıtsal doğa görüntüleri içinde yer almaktadır. Zaten maiflerin en büyük niteliklerinden biri de böylesine fantastik ve metafizik eğilimlerine resmlerinde de yer vermeleri değil midir? Yalçın Gökçebağ’da rastlanan bir diğer ve çok önemli tipik özellik kompozisyon şemasıdır. Diyagonal veya yatay görüntülerinde doğa anıtsal bir şekilde vardır. İnsanın doğa da yer alışı ise doğanın anıtsallığını pekiştirir. Bu önemli özellik Alman romantik ressamı Caspar David Friedrich dışında Batı resminde her zaman rastlanan bir durum değldir. Bu ideale dayalı kişisel bir iç dünyanın ifadesi olarak da görülebilir. Doğanın muazzamlığı karşısında bir insanın küçüklüğü dikkati çekmektedir. Gerek ilk hıristiyanlık dönemi, gerek Rönesans ve gerekse Barok resme baktığımızda bunun tersini görürüz.Bu individualist felsefenin sonuçlarıdır. Figür özellikle insan figürübüyük olarak algılanmaktadır. Bu bakımdan Yalçın Doğu’ya. Doğu’daki mistik felsefeye yakındır.
Doğu insanı kendini toplumu için gözünü kırpmadan yakabilen özverili bir karakter taşır. Türk ve İran minyatüründe, Çin resminde, Japon resminde büyük mekanlar, anıtsal doğa görüntüleri içinde insan ve insanlar çaresiz, çok küçük ayrıntılardır. Yani başka bir deyişle Batı’daki insan figürü için arkadaki mekan-doğa tamamlayıcıdır. Yalçın’ın resimlerinde ise Doğu’da olduğu gibi insan ve figür doğa içirde ayrıntı ve tamamlayıcı olarak ele alınmaktadır. Bu önemli özgünlük bir Türk sanatçısının geçmiş ile olan bağlarının kanıtı olarak görüldüğü gibi, resimdeki plastik diliyle naivitesiyle çağdaş ve evrensel olunabileceğini bize göstermektedir. Tıpkı Le Nain, Chardin, Corot, Chagall’ın folklorik esintileri naifce potalarında duyumsattıkları gibi... Otto Dix, George Grosz, Jean Fautrier, Picasso, Lindner, Hockney ve hatta günümüzde Anselm Kieffer’de naif öğelerin gözden kaçmadığı gibi. Bu yüzdende her çağda, her akımda naif karakterde sanatçıların ortaya çıkabileceğini, kişinin akademik bir eğitim görse de entellektüel de olsa veya halkın içinden de gelse bir değer olmasının engellenemeyeceğini kabul etmek gerekiyor. Gökçebağ’ın ilk resimlerindeki yüzeydeki figürlerin şimdi mekan içinde yer almaları, planların oluşumuyla fantastik öğelerin bu planlarda yer alması yeni bir zenginliktir. Bu zenginlik espas’a (derinliğe) ve çok essli bir dünyaya kapılarını açmıştır. “Anadolu Düşlerinin Ressamı” Yalçın Gökçebağ doğuştan getirdiği güzel yüreğiyle bu sergisinde, bu çok sesli dünyada, bize yepyeni serüvenler, içinde yaşayacağımız yeni düşler, fantasyalar sunuyor.
M. Zahit Büyükişliyen
1993, Armoni Sanat Galerisi Kataloğu
2015, Yalçın Gökçebağ “Yaşam ve Sanatı” Kitabı
1971 İspir Erzurum’da doğan sanatçı, 1999 Atatürk Üniversitesi GSF resim bölümünden mezun oldu.Sanatçı çalışmalarını İstanbul Beyoğlu’nda bulunan atölye Greyart’ ta yürütmektedir. 1995 - 2016 yılları arasında 19 kişisel sergi açmış, yüzden fazla karma etkinliğe katılmış, toplam 12 ödül almıştır. Üretmiş olduğu birçok eseri kamu ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Eserlerini üretirken daha çok insan yaşamının yoğun olduğu kent mekanlarını çalışmaktadır. Resimlerinde görülen önemli durumlardan biri harekete bağlı gelişen zamansallıktır. Figür ve mekanlardaki hareketten dolayı oluşan erime ve transparan etkiler eserlerinin temel estetik unsurlarını oluşturmaktadır.
KİŞİSEL SERGİLER
2018 “Berrak Düşler, Saydam Gerçekler” Platform A Sanat Galerisi, Balgat / Ankara
2018 “Anadolu’nun Sesi!” Enstalasyon, AAL., Eyüpsultan / İstanbul
2017 “Zamanın Ritmi-III” Galeri Ark, Göztepe / İstanbul
2016 “Zamanın Ritmi-II” Sanko Sanat Galerisi / Gazianatep
2016 “Zamanın Ritmi” Armoni Sanat Galerisi, Çankaya / Ankara
2014 “Şehir Gölgeleri-II” Platform A Sanat Galerisi, Balgat / Ankara
2014 “Şehir Gölgeleri-I” Beyoğlu Akademililer Sanat Merkezi, Beyoğlu / İstanbul , Küratör: D. Özer
2013 “Melankoli”, Resim Sergisi, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi, Zeytinburnu / İstanbul
2011 “Tin Ve Beden -II”, Resim Sergisi, T.C. Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi, Beyoğlu / İstanbul
2010 “Tin Ve Beden -I”, Art Show 2010, Ares Sanat Evi MKM, Akatlar / İstanbul
2008 “Erime Noktası -II”, Resim Sergisi, Artpoint Gallery, Nişantaşı / İstanbul
2007 “Erime Noktası -I ”, Resim Sergisi, T.C. Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi, Beyoğlu / İstanbul
2005 Resim Sergisi, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, Beyoğlu / İstanbul
2004 10.Kişisel Resim Sergisi ve Slayt Gösterisi, Resim Heykel Müzesi ve Galerisi, Erzurum
2003 Enstalasyon ve Resim Sergisi, Türkiye Kalkınma Bankası Sanat Galerisi, Ankara
2001 Resim Sergisi, Tekel Genel Müdürlüğü Sanat Galerisi, Unkapanı / İstanbul
2001 “Sanat Tarlası”, Enstalasyon ve Resim Sergisi, Çifte Minareli Medrese, Erzurum
2000 “Zaman ve Mekan”, Enstalasyon ve Resim Sergisi, Resim Heykel Müzesi ve Galerisi, Erzurum
1999 “Uçarcasına Beyaz”, Resim Sergisi ve Sanat Etkinliği, Dedeman Palandöken, Erzurum
1999 “Sanatçı Gözüyle İspir”, 25 Şubat Resim Sergisi, İSPİR / Erzurum
1999 “Mavi ve Kırmızın Göz Yaşı”, Resim Sergisi ve Sanat Etkinliği, Sarıkamış Kayak Pisti, Kars
1999 “Mavi ve kırmızının Göz Yaşı”, Resim Sergisi ve Sanat Etkinliği, Cumhuriyet Cad., Erzurum
1998 “Yeni Çizgi”, Resim Sergisi, Resim Heykel Müzesi ve Galerisi, Erzurum
KARMA SERGİLER (SEÇKİ)
2018 “Körleşme”, Erinç Sanat Galerisi, Nişantaşı / İstanbul
2017 “Eşsürem”, Artsürem Bilim Sanat, Çankaya / Ankara
2017 “Kökler”, Nişantaşı exclusive süites Galeri, Nişantaşı / İstanbul
2017 “Aşık Veysel’e Selam”, Mehmet A. Ersoy S. Merkezi, Pendik / İstanbul, Küratör: E. Doğanay
2017 “Ustaların Renkleri”, Notist Art Gallery, Göktürk, Eyüp / İstanbul, Küratör: A. Abay
2016 “İstanbul Zamanı”, Addresistanbul, Şişli / İstanbul , Küratör: D. Özer, Esmer Erdem
2016 “Ustalardan Seçkiler-2”, Sanat Yorum Galarsi, Bakırköy / İstanbul
2016 “Tüketme”, D Art Gallery, Beyoğlu / İstanbul
2015 “Bir arada”, Atölye Greyart, Beyoğlu / İstanbul
2015 “Art’ı niyet”, Güzelyalı Kültür Merkezi Sanat Galerisi, Güzelyalı /İzmir
2015 “Mevsim yaz-2”, Armaggan , Bamboo Park, Balat / Bursa
2015 “Sanat moda Oldu”, Summart Sanat Galerisi, Seyrantepe / İstanbul , Küratör: D. Özer
2015 “Bir arada”, Beyoğlu Akademililer Sanat Merkazi, Beyoğlu / İstanbul
2015 “Sanat 7/24”, Armaggan Art & Design Gallery, Nuruosmaniye / İstanbul
2014 “Ben”atr212 Sanat galerisi, Bodrum / Muğla, Küratör: D. Özer
2014 “Sıkıyorsa Gel” Piramit Merkazi, Beyoğlu / İstanbul , Küratör: B. Baykam, D. Özer
2014 “V.Portakal Çiçeği UPK , Ankara , Küratör: D. Özer
2013 “Kağıtişler”, Beyoğlu Akademililer Sanat Merkazi, Beyoğlu / İstanbul
2013 “Güney Kore & Türkiye Çağdaş Sanatlar Sergisi, Yol, Buluşma ve Birlikte İlerleme”, CRR,İstanbul
2013 “Abluka”, Beyoğlu Akademililer Sanat Merkazi, Beyoğlu / İstanbul
2013 “İnsanlık halleri”, Beyoğlu Akademililer Sanat Merkazi, Beyoğlu / İstanbul
2013 “I love You More Than Art”, Ekavart Gallery, Gümüşsuyu / İstanbul , Küratör: D. Özer
2013 “Yeniyi Aramak”, Armaggan Art & Design Gallery, Nuruosmaniye / İstanbul
2012 “Yedi İz Yedi imge”, Kocaeli ünv. GSF. Antre Sanat Galerisi, Kocaeli
2011 “100 Genç Yüz”, İnternational Art Center, Üsküdar / İstanbul
2011 “Sanat Akmerkez de 7”, Akmerkez, Etiler / İstanbul
2009 “İlkinciler”, Bindallı Sanatevi, Beyoğlu / İstanbul, Küratör: M. Albayrak
2009 “Cumhuriyetin 86. Yılında 86 cumhuriyet sanatçısı”, Beyoğlu / İstanbul
2008 “Taze Kağıt İşler”, U.P.S.D. Sanat Galerisi Şişli / İstanbul
2007 “Genç portreler 2”, Teşvikiye Sanat Galerisi, Nişantaşı / İstanbul
2007 “Beyoğlu Ressamları”, Açık hava Resim Sergisi, Beyoğlu / İstanbul
2007 Resim Heykel Sergisi, Bindallı Sanatevi, Beyoğlu / İstanbul
2007 Resim Sergisi, DMS Sanat Galerisi, Kadıköy / İstanbul
2006, 2008, 2009 da“Devrim Erbil ve Genç Arkadaşları”, Tüze Sanatevi, Suadiye / İstanbul
2005 “Ekim Geçidi”, Galeri X, Beyoğlu / İstanbul
2005 “Yaz”, Bahariye Sanat Galerisi, Kadıköy / İstanbul
FUAR , WORKSOHP VE SEMPOZYUM
2017 “Vernice Art Fair”, Neoart Gallary, Özel davetli kişisel sergi, Forli / İtalya
2017 “27.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, TÜYAP, Beylikdüzü/ İstanbul
2016 Artankara 2. Çağdaş Sanat Fuarı, Platform A Sanat Galerisi, ATİS Fuarcılık, Çankaya /Ankara
2016 “26.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, TÜYAP, Beylikdüzü/ İstanbul
2015 “25.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, Tüyap, İstanbul
2014 “1.TÜSGAD Ankara Sanat buluşması”, Çağdaş Sanatlar Merkezi, Platform A SG, Balgat/Ankara
2014 “Contemporary İstanbul 2014”, art fuar, Artnivo.com, Lütfü Kırdar, İstanbul
2014 “24.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, Tüyap, İstanbul
2014 11. Artsüit Worksohp Çalışması, Bodrum / Muğla
2013 “23.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, Tüyap, İstanbul
2013 9. Artsüit Worksohp Çalışması, Bodrum / Muğla
2013 “V.Portakal Çiçeği Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisine katılım , Sapanca / Sakarya
2013 “Artbosphorus Çağdaş Sanat Fuarı” Koridoor İstanbul, Haliç Kongre Merkezi, İstanbul
2012 “22.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, Tüyap İstanbul
2011 “21.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, Tüyap İstanbul
2010 “20.İstanbul Sanat Fuarı” GREYART, Tüyap İstanbul
2009 “19.İstanbul Sanat Fuarı”, Doğuyorum Sanatevi, Tüyap, İstanbul
2009 “Engelsiz Art”, Ankara sanat fuarı, Ankara
2009 “Sanat ve Resim”, Konulu konferans, Namık kemal Üniversitesi Çorlu M.Y.O., Çorlu / Tekirdağ
2008 “18.İstanbul Sanat Fuarı” Doğuyorum Sanat Grubu, Tüyap, İstanbul
2008 “Contemporary İstanbul”, art fuar, Ares sanat evi, Lütfü Kırdar, İstanbul
2008 “Nuh tufanı ve Ağrı Dağı”, Konulu Sempozyum, Ağrı
2007 “17.İstanbul Sanat Fuarı”, U.P.S.D, M.S.Ünv. G.S.F., Atatürk.Ünv.. G.S.F., Tüyap, İstanbul
2005 “15.İstanbul Sanat Fuarı”, Güneşeresim Grubu, Tüyap, İstanbul
YARIŞMA SERGİLERİ
2011 Küçükçekmece Bld. Resim Yarışması, Küçükçekmece / İstanbul
2010 70.Devlet Resim Heykel Yarışması, Opera / Ankara
2010 “Yunus Emre” Resim yarışması, Eskişehir
2009 TJK. 8.Resim Yarışması,Veli fendi Hipordumu,Zeytinburnu / İstanbul
2009 Bakraç Sanat Galerisi, 30. Yıl Resim Yarışması, Kozyatağı / İstanbul
2009 4. Nuri İyem Resim Yarışması, Evin Sanat Galerisi, Bebek / İstanbul
2009 “Harf devrimi” Konulu Öğretmenleri arası Resim Yarışması, Ankara
2009 33.DYO Resim Yarışması, M.S.Ü G.S.F., İstanbul
2009 69.Devlet Resim Heykel Yarışması, Opera / Ankara
2008 DZ.K..K, 10. Geleneksel Resim Yarışması, Harbiye / İstanbul
2008 Ümraniye Bld. 4. Geleneksel Resim Yarışması, Ümraniye, Beyoğlu, Kadıköy / İstanbul
2008 Anadolu Ünv. 50. Yıl Yarışması, Eskişehir
2008 3. Nuri İyem Resim Yarışması, Evin Sanat Galerisi, Bebek / İstanbul
2008 8. Şefik Bursalı Resim Yarışması, Opera / Ankara
2007 68. Devlet Resim Heykel Yarışması,Konak / İzmir
2007 2. Nuri İyem Resim Yarışması, Evin Sanat Galerisi, Bebek / İstanbul
2007 İnönü Ünv.2.Geleneksel Resim Yarışması, Malatya
2007 3. Ümraniye Bld. Resim Yarışmaları, Ümraniye / İstanbul
2007 7. Şefik Bursalı Resim Yarışması, Opera / Ankara
2006 Ümraniye Bld. 2. Geleneksel Duvar Resim Yarışması, Tantavi, Ümraniye / İstanbul
2006 2. Ümraniye Bld. Resim Yarışması, Ümraniye / İstanbul
2006 6. Şefik Bursalı Resim Yarışması, Opera / Ankara
2005 85.Yıl Milli Egemenlik Yağlı Boya Resim Yarışması, Ankara
2004 4.Şefik Bursalı Resim Yarışmaları, Opera / Ankara
2003 64.Devlet Resim Heykel Yarışması, Opera / Ankara
ÖDÜLLER
2009 “Harf devrimi” Konulu Resim Öğretmenleri Arası Resim Yarışması, Ödül, Ankara
2008 Beyoğlu Belediyesi yıllıkları, “Beyoğlu Konulu Seçmeler” Yayınlama Ödülü, Beyoğlu / İstanbul
2008 4.Talens Resim Yarışması, Mansiyon Ödülü, Bursa
2008 8.Şefik Bursalı Resim Yarışması, Jüri Özel Ödülü, Opera / Ankara
2008 Ümraniye Bld. 4. Geleneksel Resim Yarışması, Üçüncülük Ödülü, Ümraniye / İstanbul
2006 6.Şefik Bursalı Resim Yarışması,Başarı Ödülü, Opera / Ankara
2006 Ümraniye Bld. 2. Geleneksel Duvar Resim Yarışması, Birincilik Ödülü, Ümraniye / İstanbul
2000 Türk Eğitim Vakfı (T.E.V.) Üstün başarı Ödülü, İstanbul
2000 4.Kardan Heykel Yarışması, Jüri Özel Ödülü Palandöken, Erzurum
1999 Fakülte Birinciliği Başarı Ödülü, Erzurum
1998 3.Kardan Heykel Yarışması Birincilik Ödülü, Palandöken, Erzurum
1996 Türk Eğitim Vakfı (T.E. V.)Üstün Başarı Ödülü, İstanbul
Sanat eğitimini Erzurum’da tamamlayan Albayrak, sadece resim yapmak ve resimlerini izleyiciye ulaştırabilmek için birçok riski göze alarak İstanbul’a yerleşen idealist bir ressam. Resme olan sevdasını her resminden okuyabileceğimiz sanatçının gerçek mücadelesi olabildiğince yansır bütün resimlerine. Albayrak’ın resimlerine bakınca bir takım akımları ve resim tarihi okumalarını özellikle biçimsel olarak (Geometrik Altyapı, Kübist, Fütürist, Postkübist vb…) yapmak mümkün. Fakat biraz daha içselleştirip baktığımızda O’nun eserlerinde okuduğumuz daha başka bir şey: “kendi hayatı ve gördükleri”. Mustafa, “Çift Yarık Deneyi”ndeki gözlemci gibi. İzlenmezken akıp giden ve farklı boyutlarda farklı formlarda izler bırakan, izlendiğinde de başka ve tek bir hareket gösteren elektronların yaptığını izliyor sanki. Bakmayı bıraktığında, hayat kaldığı yerden sayısız direksiyonlarla devam edecekmiş izleniminde. Fakat bir fark var, o bir anı dondurmuyor. Sanki birkaç an üst üste gelmiş de onları yüzeye resmediyor. Bu anların artan sayısı zaman kavramını ve de kuantumun sayısız alternatif yaşam vurgusunu hatırlatıyor bizlere. Mustafa Albayrak, son dönemde yaptığı “Zamanın Yüzü serisi, Yüksek Tansiyon, Zamanın Ritmi” gibi isimler verdiği deneysel çalışmalarında da zaman kavramını irdelemekte.
Mustafa Albayrak’ın resimlerini izlerken bize “bu resimleri tek bir bakış açısıyla okumayın” der gibi. Yüzeyde belirgin bir biçimde hareket, zaman ve hızın devinimi betimlerken renk, coşkuyu azaltacak nitelikte grilere ve soğuk armonilere dönüşmüş. Çoğu zaman yalnızlık gibi dramatik bir duyguya kapıldığımız resimlerde; birden turuncular, sıcak yeşiller ve kırmızılar sürpriz birer öğe gibi çıkıyor karşımıza. O’nun resmindeki bu sıcak alanlar yaşamlarımızdaki umutlar gibi. Bütün bu hayatın dertleri, yalnızlıkları ve sıkıcılığına karşı yaşamaya değer umut verici hayaller kurduruyor.
Ressam biçimlerle oynuyor. İlk bakışta resme hakim olan soyutlama düzeyi yüksek biçimci anlayış, detaylarda oldukça klasik formlara evriliyor. Bazen fırçanın gelişigüzel sürüşüyle oluşan iki boyutlu diyagonal çizgiler, bazen de dekoratif tattaki noktalar ustaca üç boyutlu formlarla barıştırılıp bizlere sunuluyor. Mustafa Albayrak, resimlerinde gündelik yaşamın bir anını bize sunarken, tekrar eden, yaşayan organik formu biçimlendiriyor. Bunu yaparken geometrik tekrarlarla zamanı, günümüz yaşantısının hızını izleyiciye hissettiriyor. Ustaca bir deformasyonla iç içe girmiş insan ve kent formları Post-Kübist diyebileceğimiz bir biçimsel zevkle bize gösteriliyor.
Kısaca Mustafa Albayrak kendi yaşamını resmediyor. Mücadelesi ve idealizmi resimlerindeki devinime, farklı kültürel birikimleri ve yaşadıkları, üst üste getirilmiş anların hatırlattığı zaman kavramına, ressamca hayata bakışı biçimlerinin ve renklerinin geçmişle günümüz arasındaki evrilişine dönüşüyor diyebiliriz.
Yrd. Doç. İsmail TETİKÇİ
Heykeltıraş Malik Bulut 1974 Silifke’de doğdu. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.
2000 yılı Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar mezunu Malik, 16 kişisel sergi açtı, 23 uluslararası heykel sempozyumu ve uluslararası sanat fuarlarına (İstanbul Contemporary, Chicago Sofa, New York Sofa, Verona Stone) katıldı. Dört sanat ödülü var. TC Dış İşleri Bakanlığı Üstün Hizmet Madalyası bulunmaktadır. Malik Bulut’un heykelleri özel koleksiyonlarda, müze, devlet ve üniversite koleksiyonlarında yer almaktadır.
Sculptor Malik Bulut was born in 1974 in Silifke. He lives and works in İstanbul.
A graduate of Mersin University Fine Arts (2000), he has 16 solo shows, participated to 23 international sculpture symposiums and international art fairs (İstanbul Contemporary, Chicago Sofa, New York Sofa, Verona Stone). He holds 4 art prizes of which the Medal for Distinction in outstanding service by the MFA of Turkey. Malik’s sculptures have been acquired by private collections as well as museum, state and university collections.
1970 doğumlu Ankara’lı tasarımcı ve sanatçı Aslı Kutluay; sanatında hayal kurmanın en önemli yaratıcılık ve yaşama sevinci olduğunu vurgular. Kendi yetiştiği coğrafyanın çıkmazlarını ve zenginliklerini gözlemler, buradaki içerikleri resim, heykel, tasarım ve düzenlemelerinde öyküleştirerek hayalperestliği izleyicilerine bir çözüm yolu olarak önerir.
Solo Sergilerinden bazılarını CerModern, Platform A, GaleriArtist LAB ve Kav - Ankara; Armaggan, Galeri Eksen ve İstanbul Tasarım Haftası, İstanbul Tasarım Bienali - Elgiz Müzesi - İstanbul; Artifact Galeri - New York; Magazzino Galeri - Venedik ve Artem Galeri – Bratislava’da gerçekleştirmiştir.
Katıldığı grup sergilerinin bazıları:
“With His Feet Resting Heavily n Clouds” Küratör Antonello Tolve, Michetti Müzesi, Pescara; “Opportunito Collettiva di Arte Contemporanea” & “Equilibri Armonici” Küratör Marco Testa, Floransa; “Essence of All Things”Küratör Dores Sacquegna, PrimoPiano LivingGallery, Lecce ;
“Flu Games Berlin” - Malzfabrik &“Infantellina Contemporary Berlin”- Berlin
“Yaşam için Enerji” & “Bir” Armaggan - İstanbul.
“Viaduc des Arts PARIS” &“Dialogue East&North” Gallery Monteolivetto - Paris & Nice ve“Je viens d’Anatolie...”- Avrupa Konseyi Sanat Kulübü - Strasbourg
Contemporary Istanbul’a Kanada’lı Arteria Gallery ve Chicago’da Sofa Fonksiyonel Sanat Fuarı’na Armaggan ile katılmıştır.
Ödülleri arasında: Paris’te kazandığı “Pari Emballage”adlı fikirsel projesi bulunmaktadır.
Sanatçı’nın Kendisinden…
… Bir dönem sadece “tasarım” üretmiş olsam da hikayesi olan kişiye özel tek parça ürünlere eğilim gösterdim. Ürettiklerimde hep bir sanatsal tat aradım. Bir dönem çok yolculuk yaptım, dünyada gidebildiğim kadar kent; o kentlerdeki müze ve galerileri gezdim. Her dönüşte gezi notlarımdan ve okuduklarımdan etkilenip atölyeme kapanıp resimler ve heykeller ürettim. Benim için tasarım ve sanatın kesiştiği bir dünya oluştu ve sonrasında bu hayal ettiğim dünyada yolculuk yapmaya devam ettim. Kitap okumak ve film izlemek benim çok beslendiğim başka bir yolculuk çeşididir. Felsefe, tarih, sanat tarihi, mitoloji, dünyada ve Anadolu topraklarında olup bitenler, yaşadığım coğrafyanın çıkmazları ve zenginlikleri yani kendi kişisel öyküm her zaman başucumdaki en değerli kitap gibidir.
Sergiyle İlgili..
Sanat yaşadığımız ve bilinçdışında saklı kalan sözle ifade edemediğimiz duygularımızı estetık, muzıp ve yaratıcı bir şekilde ve kimseyi incitmeden dışavurabildiğimiz evrensel bir ifade biçimidir.
Sanatçı kendi ruhundan daha fazla ruhla dolabilendir. Yaşama sevinci olan, sorgulayan, sınırları zorlama gücü ve cesareti olandır. Tüm bu yetenekleri barındırıp son derece alçakgönüllü kalabilendir.. Hiçlik duygusuyla karşılaşmış ve bir hiç olduğunu kavramış kişidir.
Evrenın ve tuvallerin suskunluğunda gizlenen büyük mesajın bazen verilecek en iyi cevap olduğunu düşünüyorum..
Aslı Aslında..
Kasım 2020
EVRENİN SUSKUN CEVABI
Aslı Sinman Kutluay yalnızca bugünü resmetmiyor. Bugünü resmederken, hem dünden yararlanıyor, hem de geleceğe dair tasarımlarda bulunuyor, biraz da geleceği bugüne getiriyor. Bugünden geleceğe bir şeyler fısıldıyor.
Aslı’nın resimlerinde, birden çok konu yer alıyor. Renklerin, çizgilerin, ışığın ve tasarımın içinden birçok tanıdık konuyla, simayla ve kavramla karşılaşıyorsunuz. Önce uzakmış gibi gelen, tanıdıkça bizden biri olanla yapılan samimi bir sohbet duygusu gibi…
Resimlere ilk bakışınızda khaos izlenimi hissediyorsunuz… Sonra o khaos’un içinden açığa çıkan bir hoşluk, dinginlik ve mutluluk… Sanırım bu bilinçli bir tercih. Teogonia’dan kozmogenia’ya geçmenin arayışı…
Hesiodos’un Theogonia’sında evrenin suskunluktan sesliliğe geçişi şöyle başlar.
“khaos’tu ilk önce var olan
sonra geniş göğüslü gaia, ana toprak”
Hesiodos evrenin ilk tasarımcılarındandır. Şiir diliyle evreni tasarımlamış; Tanrıları, Tanrılar savaşlarını, aşkları, kıskançlıkları, güzellikleri, çirkinlikleri mitolojik bir başlangıca, yolculuğun ilk başlangıç adımına dönüştürmüştür.
Aslı da önce bize bir khaos sunuyor… Bu khaos suskun bir khaos… Hiçbir şey söylemeyen, seslendirmeyi, anlamlandırmayı izleyiciye bırakan bir suskunluk… Sonra o suskun khaos’un içinden, yavaş yavaş, bir evren modellemesi, bir insanlık tasarımı görüyorsunuz. O tasarımın kapısını açıp, bir yolculuğa çıkıyorsunuz… Kadınların seslenişi… şarkıların seslenişi… doğanın seslenişi… denizin seslenişi…
Özgürlüğün, ne denli güzel bir nefes alma olduğunu renklerde, çizgilerde tanık oluyorsunuz…
Post-yapısalcılık ve postmodernizm üzerine çalışmalarıyla bilinen 2007 yılında kaybettiğimiz Fransız düşünür Jean Baudrillard “Daha ve daha fazla bilginin ve daha ve daha az anlamın olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bilginin anlamı ürettiğini düşünüyoruz, fakat olup biten ise tam tersidir.” der.
Günümüz dünyasının ana derdi, bilgi derdi değil… Bilgi ve daha çok bilgi her yerde fazlasıyla var. Bir milyon yıl önce homo sapiens olarak ayağa kalkan insan, ateşi, ancak 600.000 yıl sonra bulabilecekti. Oysa şimdi bilgi, aylar hatta günler içinde eskiyor, kullanımdan kalkıyor.
Günümüzün derdi, bilgiden çok anlam derdi… İşte Aslı Sinman Kutluay, bu anlam eksikliğinin peşinde…
Anlam gürültü içinde gelmez… Bağıra çağıra anlamı bulamazsınız… Anlam, suskunluk içinde sakinlik içinde aranır…
Aslı da evrenin suskunluğu içinde Homeros’tan bu yana bütün şairlerin aradıkları cevabı arıyor… Eserleri günümüze ulaşmış ilk şair Homeros’un arayışından 2800 yılı sonra Aslı’nın arayışı da pek farklı değil aslında… İlk şair Homeros’un, ilk felsefeci Thales’in, düşünceleri için idam edilen ilk düşünce suçlusu Sokrates’in, Hristiyanlığın güç gösterisi adına yaktığı İskenderiye Kütüphanesinin linç edilen kadını Hypatia’nın ve daha nicelerinin aradıkları cevaplar vardı.
Aslında cevaplar önemlidir ama cevaplardan daha çok sorular önemlidir.
Aslı, bu pandemi günlerindeki sergisinin adını Evrenin Suskun Cevabı olarak belirlemiş, ama bu sergi adında, dolaylı yoldan cevaplardan çok sorulara işaret ediyor.
Aslı’nın resimleri de zaten, cevapların resmi olmaktan çok, soruların resimleri… Aslı Sinman’ın suskunluğu da, cevaplardan çok, renklere yansımış sorularda ifade buluyor…
Bazen sormanın suskunluğu, cevabın gürültüsünden iyi gelir insana…
Bu sergide olduğu gibi…
Hukukçu Yazar Mehmet Bekar